Kıymetli Ümit Hocam,
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme tanı,
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı...
Bugün seni zindanlara atan eller, Türk’ün iradesini teslim alacağını sanıyor. Oysa bilmezler ki, Kürşad’ın gür sesi Tanrı Dağı’ndan tekrar yankılanacak! Atlar Vey Irmağı’nda sulanacak ve güneş doğduğu yerde karşılanacak!
Türk’ün kaderi, esaret zinciri değil, istikbalin sonsuz ufkudur! Seni demir kapılar ardına koyduklarını sananlar unutmamalıdır ki, biz bu toprakları zincirlerle değil, inançla, kanla ve imanla kazandık! Atatürk’ün cesaretiyle, Kazım Karabekir’in kararlılığıyla, Elçibey’in davasıyla ve Çanakkale’de süngü süngüye savaşanların ruhuyla bu mücadeleyi sürdüreceğiz!
Biliriz ki, bir milletin istiklali, onun başı dik evlatlarının cesaretiyle kaimdir. Sen yalnız değilsin! Bugün seni susturmaya çalışanların karşısında, geceyi delen bozkurt ulumaları gibi haykırıyoruz:
Ne Mutlu Türk’üm Diyene!
Tarih boyunca Malazgirt’te, İstanbul’un fethinde, Çanakkale’de ve Sakarya’da yılmayan irade bugün de burada! Vatanı uğruna canını veren ecdadın mirası bizlerin omuzlarında!
Emin ol ki, Vatan Caddesi'ne götürülen her Türk, bu milletin kalbine kazınır. Onlar sanıyor ki zincir vurunca ruhlar esir olur! Oysa bilmezler, Türk’ün çelik bileğini bükmek imkânsızdır!
Sen içeride olsan da, bu milletin vicdanı dışarıda yankılanıyor! Biz buradayız, mücadelemiz devam edecek ve zafer bizim olacak! Çünkü biz bu vatanı namus bilenlerdeniz, Türk’ün iradesi mahkûm olmaz!
Bu bir bayrak yarışıdır! Bizler, Metehan’ın ordusunda, Alparslan’ın süvarisinde, Fatih’in sancak beylerinde ve Gazi Mustafa Kemal’in Çanakkale siperlerinde olan iradenin ta kendisiyiz!
Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin!